Belirsizlikle Başa Çıkabiliriz!

Her canlı doğumdan ölüme kadar süren, adına hayat dediğimiz bir süreçten geçmektedir. Bu süreç, mutlulukların, acıların, heyecanların ve kimi zamanda karşımıza çıkan zorlukların ta kendisidir. Aynı zamanda belirliliğin ve belirsizliklerin de etki ettiği hem karmaşık hem gizemli bir zaman dilimidir. Hayatımızın bir döneminde, şimdiye ya da geleceğe ait belirsizlikler yaşarız. Durumun ne olduğu, bizi nelerin beklediği, ne yapılabileceği, hangi olası sonuçların ortaya çıkacağı gibi belirsizlikler bize bir şekilde etki eder.

Etki eden bu belirsizlikler üç nedenle karşımıza çıkar;

1. Fikir yürütemediğimiz yeni durumda

2. Birçok fikrimizin olduğu karmaşık durumda

3. Farklı fikirlerimizin farklı bilgiler önerdiği çelişkili durumda

Bu nedenler de tutumlarımızı olumsuz yönde etkiler veya krize neden olur.

PEKİ BELİRSİZLİK STRES YARATIR MI?

Stres günlük hayatımızda, gerek karşılaşılan olayların gerek insan ilişkilerindeki durumların sonucu hissettiğimiz sıkıntı, zorlanmadır.

Yapılan araştırmalara göre hayatımızdaki belirsizlikler önemli birer stres kaynağı. Bu konu üzerinde yapılan bir deneyde, bilgisayar başında oturan kişiler sorulan sorulara doğru cevap verdiklerinde ekranda bir ‘artı’, yanlış cevap verdiklerinde ise ‘eksi’ işareti çıkıyor. Bazen yanıtlardan sonra ekranda bir soru işareti beliriyor. Deneyde kişilerin beyin elektrik akımları ölçülüyor ve görülüyor ki, beklendiği gibi eksi işareti gerginlik yaratırken, soru işareti daha fazla gerginliğin ortaya çıkmasına neden oluyor. Yani bir durum için sonuçların olumsuz olmasını bilmek, sonucun olumlu mu yoksa olumsuz mu olacağını bilmemekten daha az stres oluşturuyor. Araştırmalar belirsizliğe karşı belli bir önyargımız olduğunu ve sandığımızdan daha olumsuz bir tepki gösterdiğimizi söylüyor.

Genel kişilik özellikleri açısından ele alındığında ise mükemmeliyetçi, endişeli, garantici ve kontrollü olmayı seven bireylerin bu durumu yaşama olasılığı daha yüksek.

ERGENLİKTE BELİRSİZLİKLE BAŞ ETMEK DAHA ZOR VE STRESLİ;

Yetişkinlere oranla ergenlerin belirsizlikle baş edebilmesi daha da zor. Ergenlerle yapılan bir çalışmada en güçlü pozitif ilişkinin belirsizliğe tahammülsüzlük ile endişe arasında olduğu yönünde. Özellikle lise çağındaki ergenlerde belirsizlik ve gelecek kaygısı yoğun stres yaratır. Acaba ileride mesleğim ne olacak? Ünivesiteyi kazanabilecek miyim? Gibi bir çok karmaşık ve fikir yürütmekte zorlandığı sorular kafasında döner durur. Bu da stres yaratarak okul başarısının düşmesine, aile ve arkadaş ilişkilerinde gerginliğe, çatışmalara sebep olur.

BELKİ BELİRSİZLİKLERİ YOK EDEMEYİZ FAKAT TAHAMMÜL EDEBİLİRİZ! PEKİ NASIL?

Tahammül etme becerimizi güçlendirmek gerek.

• Her şeyi kontrol edebileceğimiz yanılgısını bir kenara bırakarak, düşünce şeklimizi değiştirip kendi bilgimizin sınırlarını kabul etmeliyiz.

• Kusursuz bir gelecek planı yapmaya çalışmaktan kaçınmalıyız. Plan hayatımızda önemli bir yerdedir fakat bunu abartmamalı, bazı şeyleri akışına bırakmalıyız.

• Anı yaşamalı ve adım adım hedef belirlemeliyiz.

• Ayrıca durup düşünmek yerine seçenekleri görmeli ve harekete geçmeliyiz.

• Öncelikle seçeneklere göz atarak bu seçeneklerin güçlü ve zayıf yönlerini düşünüp sonuçlarını değerlendirerek de belirsizliği ortadan kaldırabiliriz.

• Pozitif olmakta çok önemli. Bir şeyler iyi gittiğinde ve iyi bir modda olduğumuz zaman bu nispeten kolaydır. Fakat zor kararlarda biraz sıkıntılı olabilir. Böyle bir durumda, dikkatimizi mantıklı düşünmeye kaydıracak olumlu bir anımızı hatırlamaya çalışırsak stresi azaltabiliriz

• Ümitlerimizin gerçekleşeceğine dair kendimize tam güvenmeliyiz.

Uzm. Kln. Psk. Çağla Ebru AY

No Comments

Post A Comment